Lazerle Çalışırken Doğru Sınıf Seçimi Neden Bu Kadar Önemli?

Lazerle Çalışırken Doğru Sınıf Seçimi Neden Bu Kadar Önemli?

Üretim hattınızda bir lazer sensör, profil sensörü veya lazer markalama cihazı kullanıyorsanız, muhtemelen aklınıza ilk gelen şey "ölçüm doğruluğu", "hız" ya da "kararlılık" oluyor. Peki ya “göz sağlığı”?

Eğer fotoğrafçılıkla ilgileniyorsanız veya Better Call Saul’u izlediyseniz lazerin kameralara nasıl zarar verdiğini ve işlevselliğini nasıl bozduğunu hatırlayacaksınız.

Aslında çoğu zaman gözle görünmeyen ama doğrudan gözünüze gelebilecek kadar güçlü bir ışık huzmesiyle çalışıyoruz. İşte bu noktada “lazer sınıfı” denen teknik bir detay, bir operatörün sağlığını koruyan hayati bir seçim haline geliyor.

Lazerle Çalışırken Doğru Sınıf Seçimi Neden Bu Kadar Önemli?

Lazer Sınıfı Nedir, Neden Umursamalıyız?

Her lazer ışığı aynı değildir. Bazıları o kadar zayıftır ki zarar vermez, bazıları ise fark etmeden retinanıza ciddi hasar verebilir. Bu fark, uluslararası standartlara göre belirlenen lazer sınıflarıyla tanımlanır:

Bir sensörün lazer sınıfı, sadece teknik bir veri değil; o cihazla çalışan insanların güvenliğiyle doğrudan ilgilidir.

Lazer Sınıfları Neyi İfade Eder?

Lazer sınıfları, bir lazer cihazının göz ve cilt üzerindeki potansiyel zarar verici etkilerine göre sınıflandırılmasını ifade eder.

Bu sınıflandırma genellikle IEC 60825-1 standardına göre yapılır.

Temel lazer sınıfları şunlardır:

Sınıf 1: Güvenlidir. Normal kullanımda gözlere veya cilde zarar vermez.

Sınıf 2: Görünür ışık kullanır. Göz kırpma refleksiyle korunma mümkündür, ancak uzun süreli bakış tehlikelidir.

Sınıf 3R/3B: Göz için ciddi risk oluşturabilir. Koruyucu önlemler gerektirir.

Sınıf 4: Göz ve cilt için tehlikelidir. Yangın riski bile doğurabilir. Endüstriyel kullanımlar için sınırlı alanlarda ve mutlak güvenlik önlemleriyle kullanılır.

İnsan Sağlığına Yönelik Riskler

Lazer ışınları görünür olmasa bile retina üzerinde geri dönüşü olmayan hasarlar bırakabilir. Özellikle yüksek güçlü lazerlerin kullanıldığı profilleme cihazlarında, doğrudan ya da yansımayla göze gelen ışınlar ciddi göz hasarlarına yol açabilir.

Bunun yanı sıra uzun süreli veya yanlış maruziyet, baş ağrısı, görme bozuklukları gibi semptomlara da neden olabilir.

Bu nedenle, insan operatörün bulunduğu ortamlarda cihaz seçimi yapılırken, güvenli lazer sınıfına sahip sistemler tercih edilmelidir. Özellikle üretim alanlarında çalışanların cihazlara istemsizce maruz kalabileceği düşünülürse, bu tercih kritik önem taşır.

Lazer Sınıflarına Göre Avantajlar ve Kullanım Alanları

Lazerle Çalışırken Doğru Sınıf Seçimi Neden Bu Kadar Önemli?

Lazerle Çalışırken Doğru Sınıf Seçimi Neden Bu Kadar Önemli?

Üretimde Lazer Güvenliği: « Sadece Kask ve Eldivenle Bitmiyor. »

Sanayide güvenlik deyince akla çoğu zaman fiziksel önlemler gelir: bariyerler, uyarı levhaları, eldivenler, kasklar… Ama lazerli ölçüm sistemlerinde bu listeye “görünmeyeni görmek” de eklenmeli.

Çünkü lazer, görünmediği halde etkileyebilir.

Özellikle:

  • Hat üzerinde manuel kontrol yapan operatörler,
  • Dış müdahale gereken bakım personeli,
  • Gıda veya ilaç sektöründe çalışan hassas güvenlik protokollerine sahip ekipler göz sağlığı açısından risk altındadır.

Sağlığı Ölçemeyiz Ama Koruyabiliriz

Gelişmiş bir lazer profil sistemi; mikron hassasiyetle ölçüm yapabilir, üretimi optimize edebilir, kaliteyi artırabilir… Ama hiçbir teknoloji, göz sağlığını geri getiremez.

Bu yüzden, sensör alırken veya sistem kurarken şu basit soruyu sorun:

“Bu cihazın lazer sınıfı ne? Bu sınıf burada çalışanlar için gerçekten güvenli mi?”

Oacon olarak, hem teknolojiyi hem insanı gözeten çözümler geliştiriyoruz.

Çünkü ölçüm kadar önemli bir şey varsa, o da sağlıkla çalışmaya devam edebilmek.

Yorum Bırakın